TÜRK TARİH MÜZESİ VE PARKI

Etimesgut Belediyesi 60 bin metre kare alan üzerine inşa ettiği Türk Tarih Müzesi ve Parkı'nı tamamladı. Pandemi nedeniyle açılışı 29 Ağustos 2021 tarihine ertelenen projenin Türk dünyasında başka örneği bulunmuyor.

TÜRK TARİH MÜZESİ VE PARKI

Türk Tarih Müzesi ve Parkı'nda; Türk tarihindeki dönüm noktaları, şanlı Türk tarihine damga vurmuş devlet adamları, komutanlar, tarihçiler, edebiyatçılar heykel, rölyef, anıt, bilgi panoları ve vesikalarla bir platformda yer alıyor.

Türk Tarih Müzesi ve Parkı’nda İskit/Saka döneminden başlayarak, Göktürk kağan ve hatunlarını, 16 Türk devleti kurucularını, Selçuklu sultanlarını, Osmanlı padişahlarını, Kurtuluş Savaşı komutanlarını, büyük Türk-İslam düşünürlerini, Türk Cumhuriyetleri’ni temsil eden yazar ve düşünürleri ve Cumhuriyet dönemi bilim insanı, şair ve yazarlarını temsil eden heykellerin yanı sıra Ergenekon Destanı, Kürşat ve 40 çerisi, İstanbul’un fethi, Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Savaşı kompozisyonları yer almaktadır. Ayrıca 5 farklı Atatürk heykeli müzeyi onurlandırmaktadır.


Türk Tarih Müzesi ve Parkı'nda, ünlü ressam Yaşar Zeynalov’un Ergenekon Destanı, 1071 Malazgirt Zaferi, 1453 İstanbul’un fethi ve Kurtuluş Savaşı temalı yaklaşık 750 metrekare dev panoramik resimleri yer almaktadır. Müzede ayrıca 45000 kitaplık kütüphane, 650 kişilik konferans salonu ve çok amaçlı sergi salonu, sergi salonu, hediyelik eşya satış yeri, Türk boylarının ifade edildiği hayat ağacı, tüm Türk tarihinin yansıtıldığı Türk Tarih Cetveli, Türk dilinin 5 bin yıllık gelişimini anlatan Türk Dili Panosu, Göktürk dönemine ait Kül Tigin ve Tonyukuk, Uygur dönemine ait Moyun Çor, Terkin ve Dolodoy anıtlarının replikaları ve kafeterya bulunmaktadır.

 

60 bin metrekare alanda yer alan Türk Tarih Müzesi ve Parkı’nda Göktürk dönemine ait Kül Tigin ve Tonyukuk, Uygur dönemine ait Moyun Çor, Terkin ve Dolodoy yazıtları yer alıyor. Orjinali ile birebir olan yazıtların Türkçe ve İngilizce açıklamaları da bulunuyor.
      

PRESTİJ PROJE

Ergenekon'dan, Cumhuriyet'e ve günümüze kadar Türk tarihi tüm yönleriyle Türk Tarih Parkı ve Müzesi'nde sergileniyor. Tarihçi akademisyenlerden oluşan Akademik Çalışma Kurulu'nun görüş ve önerileri doğrultusunda tarihi bilgi ve belgelere dayalı olarak tamamlanan Türk tarih Müzesi ve Parkı yalnız Etimesgut'un değil Ankara'nın en prestijli projeler arasında gösteriliyor.

 

Türk dünyasında ilk olma özelliği taşıyan böylesine önemli bir projeyi detayıyla anlatalım.

İşte detaylar;

Ankara’nın Etimesgut ilçesi Bağlıca Mahallesi’nde yer alan Türk Tarih Müzesi ve Parkı’nın fikirsel alt yapısı bundan beş yıl önce Etimesgut Belediyesi Başkanı Enver Demirel tarafından ortaya atılmış olup, müzede sergilenen tüm heykeller üç yıl süresince Etimesgut Belediyesi Heykel ve Seramik Atölyesi’nde Türk ve yabancı sanatçılar tarafından yapılmıştır. Cumhuriyet tarihinin en büyük sanat projelerinden biri olan Türk Tarih Müzesi ve Parkı’nın yapımı için sanatçılar, akademisyenler, araştırmacılar ve siyasetçiler Enver Demirel tarafından bir araya getirilmiş; bu ekipten etkin, disiplinli, bilimsel ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı oluşturulmuştur.

‘Yüz ölçümü ve sergileme alanı bakımından ülkemizin en büyük sanat müzesi’ etiketini taşıyan Türk Tarih Müzesi ve Parkı, ilk taşın konulmasından son heykelin yerleştirilmesine kadar tüm süreçlerde büyük bir siyasi vizyonun, öngörünün ve iradenin ortaya konmasına tanıklık etmiştir. Örnek bir devlet adamı kimliği ile büyük sorumluluk alan Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, ‘doğru bilgi, doğru proje, doğru yatırım’ prensibi ile, kurmuş olduğu ekibi sürekli bir biçimde yönlendirmiş, projenin ‘bilimsel ve çağdaş müze’ konseptine ulaşmasına öncülük etmiştir. Enver Demirel’in uygulamış olduğu bu model, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendine kuvvet bulacaktır.” sözünün somut karşılığı olacak şekilde gerçeğe dönüşmüştür.

Türk tarihinin ülkemize ve dünyaya sanat eserleri aracılığıyla anlatılması misyonunu üstlenen Türk Tarih Müzesi ve Parkı, Ankara’nın ve ülkemizin tanıtılmasını da kendine amaç edinmiştir. Müzenin var oluşundaki temel neden gençlerin eğitilmesi, gelecek kuşaklara milli değerlerimizin öğretilmesi, sağlıklı, huzurlu, mutlu, erdemli bir kuşağın önünün açılmasıdır. Her sürecin doğru bilgi ve bilimsel yöntemlerle yönetildiği Türk Tarih Müzesi ve Parkı projesi, hem Ankara’da yaşamakta olan hem de Ankara dışından müzeyi ziyaret edecek olan Türk çocuğunun ve Türk gencinin, tarihini dizilerden ya da gerçek olmayan kaynaklardan değil de doğru kaynaktan, görerek, dokunarak, hissederek bilinçli bir şekilde öğrenmesini amaçlamaktadır. Ülkemizin aydınlık geleceğini yaratacak çocuklarımızın ve gençlerimizin sanat eserleri ile iletişim kurması, aynı zamanda tarihte yaşamış kahramanlarımız ile üç boyutlu mekanda bağ kurmalarına olanak vermektedir.

Dünyada tek olarak kendi koleksiyonunu yerli ve yabancı heykeltraşlar ve sanatçılar ile kendi ortaya koyan Türk Tarih Müzesi ve Parkı; 206 heykeli, 7 kompozisyonu, 8 Türk yazıtı replikası, 4 dev panoramik resmi, 3 Frig kabartması/ortostatı, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu ve Atatürk Araştırma Merkezi gibi kurumlardan elde edilen kitaplarla kurulmuş 45000 kitaplık kütüphanesi, 650 kişilik konferans/tiyatro salonu, çok amaçlı sergi/eğitim salonu, restoran/kafesi, 1500 kişilik amfi tiyatrosu, 120 metrekarelik otağı, Ankara Mimarisi Maketi, Türk Havacılık Panosu, Türk Denizcilik Panosu, Türk Mimarlık Panosu, Türk Arkeoloji Panosu, Türkologlar Panosu, Türk Bilim Tarihi Panosu ve interaktif öğrenme donanımı ile yalnızca bir heykel müzesi olarak değil, aynı zamanda bir eğitim yuvası, bir kültür kompleksi olarak da Türk milletine hizmet vermektedir.

Tema olarak bakıldığında ise Türk Tarih Müzesi ve Parkı’nda İskit/Saka döneminden başlayarak, Göktürk kağan ve hatunlarını, 17 Türk devleti kurucularını, Selçuklu sultanlarını, Osmanlı padişahlarını, Kurtuluş Savaşı komutanlarını, büyük Türk düşünürlerini, Türk Cumhuriyetleri kurucularını, Türk Cumhuriyetleri’ni temsil eden fikir adamlarını ve Cumhuriyet dönemi bilim insanı, şair, yazar ve sanatçılarını temsil eden heykellerin yanı sıra Ergenekon Destanı, Kürşat ve 40 Çerisi, Göktürk Okçuları, Kurtuluş Savaşı Koşan Atlıları, İstanbul’un Fethi, Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Savaşı kompozisyonları yer almaktadır. Ayrıca 5 farklı Mustafa Kemal Atatürk heykeli müzeyi onurlandırmaktadır.

Bunun yanı sıra Ergenekon Destanı, 1071 Malazgirt Zaferi, 1453 İstanbul’un Fethi ve Kurtuluş Savaşı temalı dev panoramik resimler, Türkiye’de ilk kez olmak üzere Göktürk dönemine ait Kül Tigin ve Tonyukuk, Uygur dönemine ait Moyun Çor, Terkin ve Dolodoy anıtlarının replikaları, tüm Türk tarihinin yansıtıldığı 17 tablodan ve Türk tarihi kronolojisinden oluşan Türk Tarih Cetveli, Türk dilinin 5 bin yıllık gelişimini kaya resimleriyle, tamgalarıyla, alfabeleriyle, tamgalarıyla, replika kitaplarıyla ve Türk Dil Haritası ile anlatan Türk Dili Panosu ve geçmişinden günümüze tüm Ankara tarihini anlatan Ankara Tarihi Köşesi müzede yer almaktadır. Göktürk ve Uygur yazıtları, toprağa dikilişlerinden 1300 yıl sonra ilk kez Türk Tarih Müzesi’nde sergilenmektedir. Dünyanın farklı yerlerine dağılmış ve Türk kültürü açısından son derece büyük öneme sahip eserler, tek ve ortak bir mekanda Türk milletinin ilgisine sunulmuş olmaktadır.

Türk Tarih Müzesi ve Parkı’na girişte ziyaretçiyi müzenin en büyük eserleri olan Bilge Kağan ve eşi İl-İtmiş Bilge Hatun heykelleri karşılamaktadır. Müze girişinde, kağan ve hatunun Türk mitolojisinin ikiz atlarına biner şekilde tasarlandığı bu iki dev yapıtın sergilenmesinin esas amacı, Türklerin çağlar boyunca kadına verdikleri önemi göstermektir. Türk tarihinde kadın her zaman erkek ile eşit sayılmış, hatunlar kağanlar kadar devlet yönetiminde söz sahibi olmuşlardır. Bu nedenle, müzede İl-İtmiş Bilge Hatun dışında Tomris Hatun, Asena Hatun, Bedriye Tahir Gökmen ve Zübeyde Hanım başta olmak üzere çok sayıda kadın heykeli yer almaktadır.

Türk Tarih Müzesi ve Parkı’nda tarihsel kronolojiye dikkat edilmiş, modern heykel sergileme yöntemleri ile heykeller konumlandırılmıştır. Heykeller dönemlerine ve temalarına göre yerleştirilmiş, böylelikle ziyaretçinin Türk tarihini daha bütünsel olarak algılamasında kolaylık sağlanmıştır. İskit dönemine ait Alp Er Tunga ile tarihsel yolculuk başlamış, günümüzde yaşayan Nobel ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar ile kronoloji son bulmuştur. Müzede 360 derece kronoloji konumlandırma yöntemi kullanılmış, örneğin Çanakkale Savaşı kompozisyonunun arkasından müzeye bakan ziyaretçi aynı anda Göktürk okçuları kompozisyonunu da derinlikte görebilme imkanı bulmuştur. Böylelikle tüm Türk tarihi belirli bir çerçeveden algılanabilir olmaktadır. Bu anlamda Türk Tarih Müzesi ve Parkı yapısal peyzaj kurgusuyla çok özel bir yere sahip olmaktadır.

Müzede yer alan tüm heykellerin bilgi panosu bulunmakta olup, ziyaretçi bu panolardan heykeli yapılan kişi ve olay hakkında doğru bilgiyi elde edebilmektedir. Bunun yanında, bilgi panolarına yerleştirilmiş QR kodlar yardımıyla profesyonel seslendirme sanatçılarının aktardığı bilgiler de sesli olarak dinlenebilmektedir.

Türk Tarih Müzesi ve Parkı, fiziki yapısıyla Ankara’nın ve Türkiye’nin dikkat çeken mimari projelerinden biri olma özelliğine sahiptir. 128 metre uzunluğu, monoblok tavan yapısı, 33 metre iz açıklığı ve amfi tiyatro ile bütünleştirilmiş ön cephesi ile sanatsal bir görünüme sahip olan müze binası, modern mimarinin sembolü olacak kadar önemli bir yapı durumundadır. Ayrıca, açık alanda yer alan hilal şeklinde bir havuz ve Türklerin su kültünün bir yansıması olacak şekilde dizayn edilmiş ‘Orhun Şelalesi’ adı verilen yapay çağlayan kurgusuyla müze modern mimari dokuları bünyesinde barındırmaktadır. Müze mimarisi, engelli vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına uygun biçimde yapılmış olup, engelli vatandaşlarımız müzenin her noktasına kendileri için belirlenen rotalardan kolaylıkla ulaşabilmektedir. Türk Tarih Müzesi ve Parkı’nın bu modern görünüme ulaşmasını Etimesgut Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü üstlenmiş olup, bu konudaki tüm inşa çalışmaları Etimesgut Belediyesi Başkan yardımcısı Tahsin Polat gözetiminde sürdürülmüştür. Türk Tarih Müzesi ve Parkı Müze Müdürlüğü görevini ise Ahmet Yıldırım yürütmektedir.

Türk Tarih Müzesi ve Parkı, sadece heykellerin ve resimlerin yer aldığı bir sanat müzesi değil, aynı zamanda bir eğitim yuvası olma özelliğine sahiptir. Konferans salonu, kütüphane ve sergi/eğitim salonu çocuklara ve gençlere plastik sanatlar, resim, heykel, yazarlık ve yabancı dil gibi eğitimler verilebilecek şekilde tasarlanmıştır. Bu eğitimler akademik formasyon desteği ile gerçekleştirilmekte olup, konularında uzman akademisyenlerimizin öneri ve onayları doğrultusunda yürütülmektedir. Müze, çocuklarımıza ve gençlerimize yalnızca eğitim vermekle kalmayıp, onlara burs desteği de sağlamaktadır.

Türk Tarih Müzesi ve Parkı, akademik etkinlikler için son derece uygun bir çalışma ortamı sunmaktadır. Müzede konferanslar, kongreler, paneller, kitap fuarları, sanat fuarları, sergiler ve konserler düzenlenebilmekte, üniversitelerin lisans ve yüksek lisans dersleri işlenebilmektedir. Türk Tarih Müzesi ve Parkı, durgun değil gelişmekte olan bir müze olduğundan, her geçen zaman etkinliklerin teması ve içeriği güncellenip yıllık aktivite planı dahiline alınmaktadır.  

Türk Tarih Müzesi ve Parkı heykelleri tarihsel ve arkeolojik veriler referans alınarak ortaya konmuştur. Her heykel, yansıttığı karakterin yaşadığı döneme ait veriler kullanılarak ifade edilmiştir. Örneğin Timur heykeli yapılırken, Timur’un antropolojik çalışmalar sonucu ortaya konmuş gerçek yüzü kullanılmıştır. Bunun gibi örneğin Alp Er Tunga heykeli yapılırken İskit dönemine ait silahlar ve semboller kullanılmıştır. Fiziksel özellikler, kıyafetler, silahlar, ekipmanlar ve semboller rastgele seçilmemiş, aslına uygun olacak şekilde heykellerde birebir kullanılmıştır.

Referans alınan tüm veriler Türk Tarih Müzesi ve Parkı bilim danışmanlarının öneri ve onayıyla kullanılmıştır. Türk Tarih Müzesi ve Parkı projesinin tüm aşamasında altı farklı üniversitede görev yapmakta olan akademisyenlerden destek alınmıştır. Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Ankara DTCF Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Yunus Koç, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Konuralp Ercilasun, İnönü Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Prof. Dr. Erhan Aydın ve Prof. Dr. Aziz Sancar’ın, kendi heykelinde yer alan DNA modelinin tasarlanması adına yaptığı şahsi yönlendirme ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Bölümü’nden Prof. Dr. Nuhan Puralı tüm süreçlerde projeye değerli katkı sağlamıştır. Bu çok yönlü ve yoğun akademik desteğin, Türk Tarih Müzesi ve Parkı’nın BİLİMSEL MÜZE olmasında önemli etkisi olmuştur.

Türk Tarih Müzesi sanat eserlerinin ortaya konmasında Türk ve yabancı sanatçılar görev almıştır. Müze binası içinde yer alan 4 dev panoramik resim ressam Yaşar Zeynalov tarafından resmedilmiştir. Müze mimarisi ve sanat eserlerini Alper Çınar icra etmiş olup, projenin atölye yönetim süreçlerini Özgür Barış Etli ile birlikte sürdürmüşlerdir. Bunun yanında Zafer Dağdeviren, Ali Yaldır ve Derya Ersoy heykellerin yapım süreçlerinde atölyeye destek vermişlerdir.  

Türk Tarih Müzesi ve Parkı, ziyaret eden kişilerden tam not alan, Ankara’nın ve ülkemizin turizm potansiyelini ciddi ölçüde artırma özelliğine sahip kült bir yapıdır. Bu kült yapının meydana getirilmesinde baş etken Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel’in vizyoner ve yenilikçi bakış açısıdır. Proje için sanatçılar, akademisyenler, araştırmacılar ve siyasilerden oluşturduğu çalışma grubu özverili çalışmasıyla Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden biri olan Türk Tarih Müzesi ve Parkı’nı ortaya çıkarmıştır. Özlenen bir proje özlenen bir siyasi figürün yönlendirmesiyle ve sonsuz desteğiyle Türk milleti ile buluşabilmiştir. Türk Tarih Müzesi ve Parkı, büyük Türk tarihini sanat eserleri aracılığıyla öğrenmek isteyen herkesi ilgiyle ve heyecanla beklemektedir.